Yurdumuzda genellikle engel atlama atları yurt dışından eğitimli olarak geldiği için ve ırksal özellik olarak sakin mizaçlı olduklarından çok fazla sorun sergilemezken, düz koşu için yetiştirilen atlarımızın ciddi bir çoğunluğu sorunludur. Taylar sahaya indiğinde direk olarak lonj alanına alınır, terleyip yoruluncaya kadar koşturulur, hayvan bitkin düşünce eyer vurulur, binici biner ve at bitkin bir şekilde her tarafından dumanlar çıkarak artık teslim olmak zorunda kalır. Teslim olmazsa günlerce aç bırakılır ve yine aynı senaryolar ama bu eğitim sistemi çoğu taylarda bazı geri dönüşü olamayacak psikolojik ve travmatik sorunlara sebep olmaktadır. Sonra "atımız bizi boksuna sokmuyor, ısırıyor, tekme atıyor, vana binmiyor, starting boksa girmiyor ya da girse de çıkmıyor, yularını takamıyorum", uyuşturalım, vs vs korkunç fikirler taylar üzerinde deneniyor ve sonuç olarak kendi ellerimizle bir canavar yaratıyoruz.
Doğada insan her zaman avcı, atlar ise avlanan durumundadır. Ne kadar atlarımızı alıştırırsak alıştıralım taylar bu genetik şifreyle doğarlar. Avcıdan kaçılır, ondan gelebilecek tehlikelere karşı savunulur (açmak, arkasını dönmek, tekmelemek, ısırmak,vs gibi) Bu doğaları gereği gösterdikleri reaksiyonlardır. Atlar çoğunluk iletişimlerini kişneyerek değil bedensel dille yaparlar.
Biz atları ne kadar seversek sevelim, ata yaklaşımımız, seslenişimiz, elimizi kaldırmamız, ses tonumuz, gözlerimizin atın üzerinde nereye baktığı dahi atlarda tehdit olarak algılanabilir. Bu yüzden atlarla olan ilişkilerimizde ata güven ve itaat etme ilişkisini sağlamamız gereklidir.
Bu eğitim de işin ehli kişiler tarafından yaptırılmalıdır. Bu sebeple lonj alanımızda konforlu, tehlikesiz, uygun zemin şartlarında, güvenli bir alanda tay eğitimi için her türlü yardımcı alet ve ekipmanla taylarımızı ve taylarınızı eğitiyoruz.
SİZ DE TAYLARINIZA İYİ BİR EĞİTİM VERMEK İSTİYORSANIZ, ARTIK TAYIMLA SIKINTI YAŞAMAK İSTEMİYORUM DİYORSANIZ, DÖRTNAL VETERİNER KLİNİĞİMİZ'E SİZLERİ DE BEKLERİZ.